Broken Crown [Turkish translation]

Ağzıma dokun ve tut dilimi

Ben asla senin seçilmiş kişin olmayacağım

Evimde olup güvenlice saklanacağım

Eh, beni kışkırtamazsın eğer günü görmüyorsam

Derimdeki çekiş çok güçlüydü

Tercihi ve ciğerlerimdeki havayı bastırdım

Hiç nefes almamak bir yalanı solumaktan daha iyidir

Çünkü vücudumu açtığımda bir yalan soluyorum

Senin günahlarından bahsetmeyeceğim

O adam için bir çıkış yolu vardı

Ayna göstermiyor

Senin tüm değerlerin vurulmuş

Ama ah, kalbim kusurluydu ve bilirdim zayıflığımı

Bu yüzden tut elimi ve karanlığa teslim etme beni

Öyleyse sürün karnımda güneş batana kadar

Senin kırık tacını hiç takmayacağım

Yolu takip ettim ve her şeyin içine ettim

Şimdi bu alacakaranlıkta, ne cürretle lütuftan bahsedebiliyorsun?

Öyleyse sürün karnımda güneş batana kadar

Senin kırık tacını hiç takmayacağım

Yolu takip ettim ve her şeyin içine ettim

Şimdi bu alacakaranlıkta, ne cürretle lütuftan bahsedebiliyorsun?

Öyleyse sürün karnımda güneş batana kadar

Senin kırık tacını hiç takmayacağım

Yolu takip edebilir ve her şeyin içine edebilirim

Ama bu alacakaranlıkta, seçimlerimiz kaderimizi mühürler