Breath [Turkish translation]

Gözlerinde hiçbir şey görmüyorum,

Ve gördükçe daha az seviyorum.

Henüz bitmedi mi, kafamın içinde?

Senin türün hakkında hiçbir şey bilmiyorum,

Ve ben senin kötücül aklını ortaya çıkarmayacağım.

+Henüz bitmedi mi? Kazanamam.

Bu yüzden kendini feda et, ve geriye kalanları almama izin ver.

Biliyorum ki gözlerindeki ateşi bulabilirim.

Her yolu deniyorum, çık git, lütfen.

[Nakarat:]

İçimdeki nefesi benden aldın.

Kalbimin olması gereken yerde bir delik bıraktın.

Üstesinden gelebilmen için mücadele etmen lazım,

Çünkü ben senin ölümün olacağım.

Yakında hepsi bitecek.

Yaraya tuz bas.

Henüz bitmedi mi? İçeri gireyim.

Bu yüzden kendini feda et, ve geriye kalanları almama izin ver.

Biliyorum ki gözlerindeki ateşi bulabilirim.

Her yolu deniyorum, çık git, lütfen.

[Nakarat:]

İçimdeki nefesi benden aldın.

Kalbimin olması gereken yerde bir delik bıraktın.

Üstesinden gelebilmen için mücadele etmen lazım,

Çünkü ben senin ölümün olacağım.

[Köprü]

Bekliyorum, yalvarıyorum, farkediyorum, nefret etmeye başlıyorum.

[Nakarat:]

İçimdeki nefesi benden aldın.

Kalbimin olması gereken yerde bir delik bıraktın.

Üstesinden gelebilmen için mücadele etmen lazım,

Çünkü ben senin ölümün olacağım.