Kalpten çıkıp ellere gidiyor,
Sona uzanan bir doğru.
Kafatasından çıkıp bacaklara gidiyor
Kırmızı bir kuşak, devamlı birleştiriyor bizi.
Her gün ve her saat-
Ebediyen bağlıyız birbirimize biz.
Karnımda yüzüyor, --bedenimde, yüzümde
böylece konuşuyor yüreğimdeki kan.
Kan!
Kan!
Çocuklarıma zincirlenmişsin güzelce:
"Sizi beslemeliyim, sizi bağlamalıyım
Sizi sevmek benim keyifsiz görevim
İstesem de, istemesem de.
Sizi kendi etrafımda taşıyorum
Her bir damla tonlarca ağır sanki.
Boynumda soğuk parmaklar
Yazgıma güveniyorlar."
Kan!
Kan!
Kan! (girsin, çıksın, girsin, çıksın, girsin)
Kan!
Kan! (girsin, çıksın, girsin, çıksın, girsin)
Kan!
İhtiyacı olduğunda bıçağa sarılıyor-
Bedendeki bu kan pıhtılaşınca.
İpler gevşeyince ise
Soğuk kollarla tutuyor beni.
Kan!
Kan!
Kan! (girsin, çıksın, girsin, çıksın, girsin)
Kan!
Kan! (girsin, çıksın, girsin, çıksın, girsin)
Kan! (çıksın, çıksın, çıksın, çıksın)