current location : Lyricf.com
/
Songs
/
Berkley lyrics
Berkley lyrics
turnover time:2024-12-25 04:24:06
Berkley lyrics

Behey

Berkley!

Behey on sekizinci asrın filozof peskoposu.

Felsefenden tüten günlük kokusu

başımızı döndürmek içindir.

Hayat kavgasında bizi

dizüstü süründürmek içindir.

Behey

Berkley,

Behey Allahın

Cebrail şeklindeki Ezraili,

Behey on sekizinci asrın en filozof katili!

Hâlâ geziyor İskoçya köylerinde

adımlarının sesi.

Hâlâ uluyor adımlarının sesine

tüyleri kanlı bir köpek.

Hâlâ

her gece titreyerek

görüyor gölgeni İskoçya köylüleri

evlerinin

camlarında!

Hâlâ

kanlı beş parmağının izi var

o beyaz buzlu camlar gibi şimal akşamlarında!

Behey

Berkley!

Behey meyhane kızlarının kara cübbeli kavalyesi,

Kıralın şövalyesi,

sermayenin altın sesi,

ve Allahın peskoposu!

Felsefenden tüten günlük kokusu

başımızı döndürmek içindir.

Hayat kavgasında bizi

dizüstü süründürmek içindir!

Her kelimen

kelepçelerken

bileklerimizi,

kıvrılan

bir yılan

gibi satırların

sokmak istiyor yüreklerimizi.

Beli hançerli bir İsaya benziyor resmin.

Sivriliyor kitaplarından ismin

sivri yosunlu ucundan

kızıl kan

damlıyan

yeşil bir diş gibi.

Her kitabın

diz çökmüş önünde Rabbın

kara kuşaklı bir keşiş gibi..

Sen bu kıyafetle mi bizi kandıracaktın,

inandıracaktın?

Biz İsanın vuslatını bekleyen

bir rahibe değiliz ki!

Behey

Berkley!

Behey tilkilerin şahı tilki!

Çalarken satırların zafer düdüğü,

küçük bir taş parçasının en küçüğü

imparatorların imparatoru gibi çıkınca karşısına,

hemen anlaşmak için

bir kapı açıyorsun,

binip Allahının sırtına

soldan geri kaçıyorsun!

Kaçma dur!

Her yol Romaya gider,

— bu belki doğrudur —

fakat

fikri evvel gören her felsefenin

safsata iklimidir yelken açtığı yer!

Bu bir hakikat

— hem de mutlak cinsinden — !

İşte sen

işte senin felsefen:

Sen o sarı kırmızı rengini gördüğün

cilâlı derisine parmaklarını sürdüğün

parlak

yuvarlak

elmaya:

«Fikirlerin bir

terkibidir,»

diyorsun!

Dışımızda bize bağlanmadan

var olan

varlığı

inkâr ediyorsun!

Şu mavi deniz

şu mavi denizde yüzen beyaz yelkenli gemi,

kendi kendinden aldığın fikirlerdir, öyle mi?

Mademki kendi fikrindir yüzen gemi,

mademki kendi fikrindir umman,

ne zaman var,

ne mekân!

Ne senin haricinde bir vücut

ne senden evvel kimse mevcut,

ne senden sonra kâinat baki

bir sen

bir de Allah hakikî.

Lâkin ey kara meyhanelerin sarhoş papazı!

Senin dışında değil miydi

kıllı kollarında kıvranan meyhanecinin kızı?

Yoksa kendi altında sen

kendinle mi yattın?

Diyelim ki senden evvel baban yok

İsa gibi.

Yine fakat bacakları arasından çıktığın

Meryem gibi bir anan da mı yok!

Diyelim ki yapyalnızsın

Turu Sinada Musa gibi,

ne yazık! Tevratını okuyan da mı yok!

Çok yalan söylemişsin çok.

Sen emin ol ki Berkley

— olmasan da zarar yok —

bu şi're benzer yazıda hissene düşen şey:

biraz alay

biraz şaka

ve birkaç tokat

— eldivensiz cinsinden —

Neyleyim?

Neş'e kavganın musikisidir.

Kavgada kuvvetini kaybetmiş gibidir biraz

neş'enin çelik ahengini duymayan adam;

neş'e ... iyi şeydir vesselam,

— baş döndürmezse eğer —

ve işte bizimkiler

güldüler mi,

ağız dolusu gülüyorlar.

Kabahat onların kuvvetinde:

yoksa ne sende

ne de bende!

Dinle Berkley!

— dinlemesen de olur —

Biz dinleyelim:

Beynimiz bal yoğuran

bir kovan.

Ona balı dolduran

arıdır hayat.

Aldığımız hislerin

sonsuz derin

pınarıdır kâinat!

Kâinat geniş

kâinat derin

kâinat uçsuz bucaksız!

Biz onun parçaları,

biz ondan doğan bir sürü bacaksız!

Biz o bacaksızların

— anasını inkâr etmeyen cinsi —

Çünkü biz

emredenlere emir verenlerden değiliz!

Bağlıyız toprağa

kalın halatlar gibi kollarımızla!

Çelik dişleri şimşekli çarklılar

koparırken kara toprağın esrarını,

biz

seyretmedeyiz

cihan içinden cihanların

doğuşunu;

kehkeşanların

gümüş aydınlığında!

Görmüşüz,

görmedeyiz

yılların yollarında toprak oluşunu

kızıl kadife dudaklı kızların!

Çiziyor hareketi gözlerimize

sonsuz maviliklerde

kuyrukluyıldızların

sırma saçlarından kalan izler.

Her habbe koynunda bir kubbeyi gizler!..

Şu denizler,

şu denizlerin üstünde denizler gibi esen,

rüzgârların uğultusu.

Şu ipi kopmuş

inci bir gerdanlık gibi damlayan su,

şu bir damla su,

uzaklaştıkça, yaklaşılan

hakikati gizler..

Her yeni ummanla beraber

bir yeni imkân!

Kâinat geniş

kâinat derin

kâinat uçsuz bucaksız!

Behey!

Berkley!

Behey bir karış boyuna bakmadan

Karpatları inkâr eden cüce!

Ahrete gittiysen eğer

oradan bir taç gönder,

süslemek için Allahının kafasını!

Fakat buradan

topla hemen tarağını tasını,

Haraç mezat!

Haraç mezat!

götür pazara bir pula sat:

Topraktaki saltanatın

göğe çıkan tahtını!

Yok üstünde tabiatın

tabiattan gayri kuvvet!..

Tabiat geniş

tabiat derin

tabiat uçsuz bucaksız!..

Comments
Welcome to Lyricf comments! Please keep conversations courteous and on-topic. To fosterproductive and respectful conversations, you may see comments from our Community Managers.
Sign up to post
Sort by
Show More Comments
Nâzım Hikmet
  • country:Turkey
  • Languages:Turkish, Italian
  • Genre:Poetry
  • Wiki:http://en.wikipedia.org/wiki/N%C3%A2z%C4%B1m_Hikmet
Nâzım Hikmet
Latest update
Copyright 2023-2024 - www.lyricf.com All Rights Reserved