Belfast [Turkish translation]

Belfast

Belfast

Belfast

İnanmak zorundasınız

İnanmak zorundasınız

İnanmak zorundasınız bu insanlara

İnsanların ayrıldığına'

İnsanlar inandığı zaman

İnsanlar inandığı zaman

İnsanlar inandığı zaman bu çocuklara

Çocukların ayrıldığına'

[Nakarat:]

Belfast

Belfast

Ülke ayrılık çanlarını çaldığı an yitiksin

Belfast

Belfast

Bir başkasının geçmişinden nefret ettiğin zaman

Deneyebilirsin (deneyebilirsin)

Deneyebilirsin (deneyebilirsin)

Deneyebilirsin (dene, dene)

Dünyaya bunun nedenini açıklamayı

Belfast

Belfast

Belfast

Bu değişen bir ülke

Ah bu değişen bir ülke

Bu tüm insanını değiştiren bir ülke

Çünkü insanlar ayrılıyor'

İkiyüzlü davranan bir dünya

Ah ikiyüzlü davranan bir dünya

Bu tüm insanları kandıran bir dünya

İnsanlar (ona) inandığı için evet'

[Nakarat]

Çocuklar inandığı zaman

Çocuklar inandığı zaman

Çocuklar inandığı zaman bu insanlara

Bu insanların ayrıldığına'

İnsanlar seni terkettiği zaman

İnsanlar terk ettiği zaman

İnsanlar tüm çocukları terkettiği zaman

Çocuklar (buna) inandığı için'

[Nakarat]