Before You Go [Turkish translation]

Herkes gibi ben de yol kenarına düştüm

Senden nefret ediyorum, senden nefret ediyorum, senden nefret ediyorum

Ama sadece kendimi kandırıyordum

Her anımızı, değiştirmeye başlıyorum

Çünkü şimdi gittiler

Tek duyduğum, söylemem gereken sözler

Yüzeyin altında incindiğinde

Soğuk akan sorunlu su gibi

Eh, zaman iyileştirebilir ama bu olmaz

Yani, sen gitmeden önce

Söyleyebileceğim bir şey var mıydı

Kalbinin daha iyi atmasını sağlamak için mi?

Bir fırtına kopardığını bilseydim

Yani, sen gitmeden önce

Söyleyebileceğim bir şey var mıydı

Her şeyin acısını durdurmak için mi?

Aklının seni nasıl bu kadar değersiz hissettirdiği görmek beni öldürüyor

Yani, sen gitmeden önce

Ne zaman aradıysan asla doğru zaman olmadı

Azar azar, azar azar, hiçbir şey kalmayana kadar gitti

Her anımızı, tekrar etmeye başlıyorum

Ama tek düşünebildiğim yüzündeki o bakışı görmek

Yüzeyin altında incindiğinde

Soğuk akan sorunlu su gibi

Eh, zaman iyileştirebilir ama bu olmaz

Yani, sen gitmeden önce

Söyleyebileceğim bir şey var mıydı

Kalbinin daha iyi atmasını sağlamak için mi?

Eğer bir fırtına kopardığını bilseydim

Yani, sen gitmeden önce

Söyleyebileceğim bir şey var mıydı

Her şeyin acısını durdurmak için mi?

Aklının seni nasıl bu kadar değersiz hissettirdiği görmek beni öldürüyor

Yani, sen gitmeden önce

Şimdiye kadar daha mı iyi olurduk

Eğer duvarlarımın yıkılmasına izin verseydim?

Belki de sanırım asla bilemeyeceğiz

Sen biliyorsun sen biliyorsun

Sen gitmeden önce

Söyleyebileceğim bir şey var mıydı

Kalbinin daha iyi atmasını sağlamak için mi?

Eğer bir fırtına kopardığını bilseydim

Yani, sen gitmeden önce

Söyleyebileceğim bir şey var mıydı

Her şeyin acısını durdurmak için mi?

Aklının seni nasıl bu kadar değersiz hissettirdiği görmek beni öldürüyor

Yani, sen gitmeden önce