[Bölüm I: Yol Gösterici Gibi Karanlıkta Kalmış]
İçini çekerek burun kıvırdı
Ölüm, izlerini bırakırken
Kontesin üzerindeki soğuk gözyaşlarına
Talihsiz Yol Gösterici gibi karanlıkta kalmış
Bathory'nin Evi saklanmış
Kederin aldatıcı görüntüsü altında
Keşke ağlayabilseydim
Onunla yas tutarken
Ona sıkıca sarılırdım
Kytherean¹'ın fırtınalı gelgitlerinde boğulmuş Afrodit gibi
Ve onu öptüm
Yalnızlığından
Dudaklarım bilirdi
Karanlık koridorların gizemlerini
Zevklerin bedeni aldığı yerde
Ve acıyı, acımasızca
Dondurmaya geldi
Soluk hayatın fısıltılarla susturulmuş nefesini
Karanlıkta kalmış.
Yere vuran solgun ay ışığını soludu
Berrak bir şekilde uyuyan lordunun mezarında
Karanlıkta kalmış.
Kara dulun çanları feryat ederken
Yükselen sonsuz gece onun ruhuna girdi
[Bölüm II: Füg'de Bir Karga Sürüsü]
Şimdi soluk gökyüzüne sesleniyorum
Hayattan intikamımı alırken
Gnatik ve Safir'e
İhtiyaçlarını dilendi
Grandier'in yalanları isyanı kınadı
Lanetlenmiş camların arasında, büyüsü kırılmış mahzen
Gliflerin ortasında
Günahkar kardeşi tapındığı yerde
Cellat'ın onu terk etmesiyle
Ruhani alemlere daldı
Esaret içindeki Başmelekler için
Işıktan geceye savruldu
Dünyayı alaşağı etti
Zulmün gözler önünde olduğu yeri.......
Ama yakında,
Tarot'u kanıtladı
Karışık vesveseler hastalık gibi yayılır
Tahakkuk ederdi
Ve yıldızları soldururdu
Ancak o yaralandı
Soğuk kan banyolarının
Acı tatlı gerçekleri tarafından
Bedenler yükseldikçe
Dev sürüler halinde
Ona musallat olmak için
Sığ mezarların dayatmasından
Kurtlar mezardan çıktığında
Onların carthen rahimleri
Buzların hüküm sürdüğü yerde
Yaralarını açmak için
Ruhunun derinliklerine kadar takip ettiler onu
Uçtular, zehri savurup pala çalarken
Bir karga sürüsü gibi, Füg'de
Ve onların vecdini bilmek
Hayallerini harap edecek
Laneti tersine çevirmek için kara kitapları karıştırdı
Öldürücü kargalarını saldı düşmanlarının üzerine
Cadılar Bayramı'nda
O, aldı
Balodaki Bellona gibi
Düşmanları
Kızkardeşler ağırladı
Onun işkencelerini
Haç'la lekelenmiş taşlar
O kaçabilsin diye dizilmişti
Ama gece boyunca cesur olması gerektiğini biliyordu...
Korktu, Ay kafatasına bürünmüştü
Sanki bir karga sürüsü gibi, Füg'de
Maskeliler, mücevherli
Korku, boyalı gözleri soğuk bakışlara çevirdi
Ve hatta onun dansını bile
Çarpık dev aynalarda
Geleceği kötü görünüyordu
Kader orada bayram etse bile...
[Bölüm III: Deliliğe Şahit Olmuş Gözler]
Bir çağ, inancın çivileriyle çarmıha gerilmiş
İsa'nın habis havarileri yeryüzünü mahvettiğinde
Uzaklarda bir Kontes, simsiyah bir hayalet, doğdu
Cehenneme baş kaldırdı, kendinin lanetli olduğunu bildiği için
Hayat, kederi bir cenaze marşı gibi fısıldadı kulaklarına
Bükülmüş ve özlem dolu, bir büyüye takıntılı
Zulme yenik düşenler
Onun dansı altında ezildi
Çalıları kasıp kavuran bir ateş
Tatlı güller bir yana, Kara dikenli çalılıkları tutuyordu artık...
Cenneti sonsuza kadar ellerinde istedi
Saf bir gençlik iksiri
Lezbiyen fantazileri
Çılgınlığın suyunu çıkarırken
Özgür olduğu onyıllar boyunca
Soyunun ipeksi tedavisi için geri döndü
Ama saltanatı hızla sona erdi
Karanlık Tanrılar çok derin hayaller kurdular
Onun ricalarına kulak vererek
Gardiyanları saldırıya uğradığında
Bir rahibin bedduaları ile
Dualarını etti
Gecenin köründe
Bakire'nin lekelenmiş ölü vücuduna
Ve gururla durdu
Suçlarının üstü örtüldüğünde
Ve günahkar dudaklardan kupkuru dudaklara
Ateşleri koklasa da
Uzuvlarını yakıp kavuran
Suç ortaklarının işkence görmüş vajinaları
Böylece bu çarpık masal da biter
Ateşin ısırığından kurtulmuş olsa da
Soylu doğmuş olsa da
Günahları (suçları) affedilmezdi
Sonsuz geceden koparılıp atıldı
Yavaş Ölümün tek başına uçurabileceği yerde
"Ruhlar yargılanmadan kaçtılar
Çürüyorum, yalnız başıma, deliriyorum,
Ormanın bana ağıtlarını fısıldadığı yerde
Çam ve taçlı kurtboğanların ortasından
Bu duvarların içinde,
Sade bir mezarın kasvetine
Bana verilen ürkütücü delilik ile ilerliyorum
Günahsız ayın solgun ışınlarının aydınlattığı yolda
Kim, nekrolojilerden yoksunsa, bu yüzden
Yaratılışı yeryüzüne emretmiştir
Dudaklarımı ölüme terk ederken...
Yeniden doğuşuma engel olan soğuk, yavaş bir öpücük konuyor
Son bir dilek, kader tarafından vasiyet edilmiş olsa da
Güzelliğim solacak, kimse görmeden
Kurtarın, beni almaya gelecek o siyah gözlerden
Ruhuma eşlik edecek, ya cennete ya da cehenneme kadar"