Pazarın olduğu günler
Keskin kokuların ve rengin bol oldğu zamanlardır
Portakal ve acı biber kokusunun birleştiği
Zeytin ağaçlarının arasında
Çizgi şeklindeki limon ağaçları
Karşısında da bir ev
Benim aşka karşı mevcut zevklerim
Bir çiçek tarlasının önünde
Güller ve dostlukla çevrilidir
Bu anları hatırladığımda
Aksanımın sanki geri döndüğünü
Anımsarım tıpkı eskiden olduğu gibi
Nakarat:
Şehri, ayakkabının
Topuğu ile alıp götürüyorsun
Rehavet ile yaşamak istediğinde
Her şeyi ardında bırakıyorsun
Ne yapacağımı bilemem
Kafelerin bulvarda yanyana dizildiğini
Gördüğümde
Eski kerpiç ev,
Tarihimizin yattığı yerdir
Mezarlığın köşesindeki
Dağın renkleri
Yanan göğün altında
Çöldeki yanan ateşin yanındadır
Yok edilmeyecek kadar çok
Anımız var
Ama aynı zamanda bize acı çektiren de onlardır
Nakarat:
Nerede yaşarsak yaşayalım
Aksanımız bizi hep takip eder
Aynası olan bir gölge gibi
Bir bayrak gibi giyeriz sırtımıza onu
Nasıl başa çıkılır bilmem
Çünkü hep yanımızda
Nakarat:
Şehri, ayakkabının
Topuğu ile alıp götürüyorsun
Rehavet ile yaşamak istediğinde
Her şeyi ardında bırakıyorsun