가을 아침 [Autumn Morning] [ga-eul achim] [Turkish translation]

Sabahın erken saatlerinde küçük kuşların şarkısını duyduğumda

Her zamanki gibi hüzünlü uykumdan uyandım

Göz kamaştırıcı güneş pencereden parlıyordu

Serin havanın içinde nefes almak istemez misin?

Gözlerimi ovuşturuyorum ve camdan dışarı bakıyorum

Çocuklar okula giderken konuşuyor

Babalarının elinden tutarak yürüyorlar

Havayı dolduran sesleri bilinmeyen bir etki yapıyor

Kahvaltıyı hazırlamak için acele eden anneler

Tembelce soğuk su almak için sürünen oğullar

Serinletici bir temiz sabahın kokusuna

Pilav buharının kokusu karışıyor

Sonbahar sabahı benim için büyük bir zevk

Sonbahar sabahı benim için gerçekten büyük bir mutluluk

Şımartılmış benim için...

Mavi gökyüzüne bakıp derin bir nefes alıyorum

Gökyüzünde yükseklerdeymişçesine rahat hissediyorum

Bu kırmızı yusufçuk ne zaman boş gökyüzüne geldi?

Sanırım gözlerimi açık tutamayacağım

Çamaşır yıkamak için acele eden annelerin meşguliyeti

Aynı hareketlerle gitar çalan oğlunun serbestliği

Sıkıldıkça ses çıkaran duvar saati

Gürültüyle ağlayan yeğenlerin sesine karışıyor

Sonbahar sabahı benim için büyük bir zevk

Sonbahar sabahı benim için gerçekten büyük bir mutluluk

Şımartılmış benim için...

Sonbahar sabahı benim için büyük bir zevk

Sonbahar sabahı benim için gerçekten büyük bir mutluluk

Sürüklenen bulutları kovalıyorum

Sabahın erken saatlerinde küçük kuşların şarkısını duyduğumda

Her zamanki gibi hüzünlü uykumdan uyandım

Göz kamaştırıcı güneş pencereden parlıyordu

Serin havanın içinde nefes almak istemez misin?