Parktaki bankta oturuyor
Kötü niyetle küçük kızları izliyor
Burnundan sümüğü akıyor
Yapışkan parmakları yırtık kıyafetlerini lekeliyor
Soğuk güneşte kuruyor
Fırfırlı çocuk külotlarının koşuşunu izlerken
Ölü bir ördek gibi hissediyor
Kırık şansının parçalarını tükürüyor
Güneş soğukça vuruyor, yaşlı bir adam yürüyor yalnız
Bildiği tek şekilde vakit dolduruyor
Bacağı ağrıyor bir izmariti almak için eğilirken
Tuvalete gidip ayağını ısıtıyor
Yalnız hissediyor, ordu çekip gitmiş
Bir parça Fransız keki ve bir bardak çay*
Dalgıç tüpü, dostum, huzursuz olma
Zavallı ihtiyar herif, görüyorsun ya, benim işte.
Hala hatırlıyor musun aralığın sisli ayazını ?
Sakalına yapışan buzun can çekişerek çığlık attığı zamanı ?
Ve son hırıltılı nefesini verdiğinde derin deniz dalgıclarının sesleriyle
Çiçekler bahar mevsimindeki delilik gibi açarlar
*Bu noktada Kurtuluş Ordusu'na (Salvation Army) yani Hıristiyanları kurtarmak amacıyla ortaya çıkmış bir yardım organizasyona bir gönderme yapılmış. Ana karakterimiz olan dalgıç tüpünün bulunduğu kötü durumdan kurtulmak için onlara sığındığını ve yemek yardımı (salvation a la mode) aldığını görüyoruz.