Burada bırak beni,
çünkü daha öteye gidemem.
Burada bırak beni,
çünkü deniz yıkıyor1 düşüncelerimi.
Burada bırak beni
tek başıma hissedeyim yükselen acıyı,
ta iki içine gömülünceye kadar.
Burada kalıyorum
Noel’i andıran bu gece,
sen olmadan,
vereceğim hediyeler olmadan.
Böyle tek başıma,
iyilik ile kötülük arasındaki yol ayrımında
ve haklı olsun, haksız olsun,
erkeğim o benim, efendim.
Nakarat:
Sevgilim, sevgilim, sevgilim benim,
zarf içinde gönderiyorum sana bu kalbimi.
Çöpe atma onu, dinle ne söylediğini,
huzuru yok artık,
huzuru yok artık.
Sevgilim, sevgilim, sevgilim benim,
dünya yazgımın çevresinde dönüyor.
Durdurmak isterdim dünyayı, geriye itmek,
ta sana kadar,
ta sana kadar.
Burada kalıyorum,
içime işleyen bakış.
Burada bırak beni,
bu bıçakla sırtımdaki.
Burada kalıyorum,
bir an sana kavuşmak, ölmek,
öyle tatlı ki içmesi,
boğulduğunu fark etmiyor insan.
Nakarat (×2)
Sevgilim, sevgilim, sevgilim benim,
zarf içinde gönderiyorum sana bu kalbimi.
Çöpe atma onu, dinle ne söylediğini,
huzuru yok artık,
huzuru yok artık.
Sevgilim, sevgilim, sevgilim benim,
dünya yazgımın çevresinde dönüyor.
Durdurmak isterdim dünyayı, geriye itmek,
ta sana kadar,
ta sana kadar.
1. yıkamak-> yıkıyor