Alone, Pt. II [Turkish translation]

[Dize]

Gençtik, duvarlarımızda posterler asılıydı

Öğretmen bizi çağırmasın diye dua ederdik

Birbirimize bakardık

Çünkü başımız hep beladaydı

Ve tüm havalı çocuklar kendi istediklerini yaptılar

Ben içerdeyken hep dışarıya bakıyordum

Evet, oradaydım ama değildim

Olmamam hiç umurlarında değildi

[Ön Nakarat]

Hepimizin seni başka hiç kimsenin anlamadığı gibi anlayan birine ihtiyacı var

En çok ihtiyacın olduğu anda

Hepimizin güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omuza ihtiyacı var

İyi ve kötü zamanlar için bir arkadaş

[Nakarat]

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

[Dize 2]

Sonra yüzünü, bağışlayıcı gözlerini gördüm

Diğer taraftan bana bakan

Beni anlıyormuş gibi görünen

Ve ben seni asla bırakmayacağım, oh

[Ön Nakarat]

Hepimizin seni başka hiç kimsenin anlamadığı gibi anlayan birine ihtiyacı var

En çok ihtiyacın olduğu anda

Hepimizin güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omuza ihtiyacı var

İyi ve kötü zamanlar için bir arkadaş

[Nakarat]

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

[Ara]

Bunu yalnız yapmayacağım (ya- ya- ya- ya- ya, lnız)

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

[Ön Nakarat]

Hepimizin seni başka hiç kimsenin anlamadığı gibi anlayan birine ihtiyacı var

En çok ihtiyacın olduğu anda

Hepimizin güvenecek bir ruha, ağlayacak bir omuza ihtiyacı var

İyi ve kötü zamanlar için bir arkadaş

[Nakarat]

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

Bunu yalnız yapmayacağım ya- ya- ya- ya- ya, lnız

Bunu yalnız yapmayacağım