Airplane [Turkish translation]

o günlerdeki halimi hatırlıyorum yeniden,

kurak toprak beni yaktığı zaman.

o mavi gökyüzüne baktım ve koştum,

o uçakta uçmak istedim.

o günlerdeki halimi hatırlıyorum yeniden,

kurak toprak beni yaktığı zaman.

o mavi gökyüzüne baktım ve koştum,

o uçakta uçmak istedim.

hala inanamıyorum

o uçma meraklısı Gwangju çocuğuna.

yüksek hayallerin olduğu yerde;

güzel dünyanın üzerinde uçuyorum

her uçtuğumda;

Japonya' ya ilk uçuşumdaki heyecanımı hatırlıyorum

çünkü bu, hayallerimin yükseklerde uçmasını sağlıyor

çünkü şu an'ın olmasını sağlıyor

şimdi ben 'asıl adam'ım; flaş yandığı zaman

güvenli bir uçuş için kutsayacağım

tanrı kutsasın

o günlerdeki halimi hatırlıyorum yeniden;

kurak toprak beni yaktığı zaman

o mavi gökyüzüne baktım ve koştum,

şimdi tek istediğim şey uçakta uçmak

birisi beni lanetliyor

kıskanç olmaları onların yalnız kalmasına sebep oluyor

umursamıyorum, sadece beni güldürüyorlar

uçağımda şampanyamı içiyorum

bulutların üstünde her gün

hislerim bulutların üstünde

bulutların üzerindeyken kontrol et

bulutlar aramızdaki kimya,

bulutlarla bir gün

bulutların arasından geçmenin eğlencesi bulutları solumak, bunları bilmiyor olabilirsin

yıllarca süren bi ruçuşta

mil'ler yüzlerden binlere geçtiğinde

bunu beceremeyenleri teselli edeceğim

sizi uçuşla ilgili şeylerle ödüllendireceğim

uçak modunu seviyorum

bütün dertler yok

kimin ne söylediği önemli değil

onu ilk olarak tutmaya devam edeceğim

ve geceyi izleyeceğim

işte şimdi bu benim yerime uyuyor

o günlerdeki halimi hatırlıyorum yeniden;

kurak toprak beni yaktığı zaman

o mavi gökyüzüne baktım ve koştum,

şimdi tek istediğim şey uçakta uçmak

birisi beni lanetliyor

kıskanç olmaları onların yalnız kalmasına sebep oluyor

umursamıyorum, sadece beni güldürüyorlar

uçağımda başarımı hissediyorum