Gökkuşağı cennetinde yürüyorum. (cennetine)
Çilekli rujun ruh hâlim. (ruh hâlim)
Gözlerinde fena kayboluyorum.
İnanabiliyor musun?
Bana beni sevdiğini söylemene gerek yok.
Bana hiçbir şey söylemene gerek yok.
Bana benim olduğunu söylemene gerek yok.
Tatlım,
Senin için ateşin içinde yürürdüm.
Sadece sana tapmama izin ver.
Ah tatlım,
Senin için ateşin içinde yürürdüm.
Sadece sana tapmama izin ver.
Sanki bu yapabileceğim tek şeymiş gibi.
Sanki bu yapabileceğim tek şeymiş gibi.
Yaz gökyüzüsünin altındaki harikan,
Esmer tenin ve limon üstündeki buz,
İnanabiliyor musun?
Bana beni sevdiğini söylemene gerek yok.
Ben sadece sana bir şey söylemek istiyorum.
Son zamanlarda aklımdaydın.
Tatlım,
Senin için ateşin içinde yürürdüm.
Sadece sana tapmama izin ver.
Ah tatlım,
Senin için ateşin içinde yürürdüm.
Sadece sana tapmama izin ver.
Sanki bu yapabileceğim tek şeymiş gibi.
Sanki bu yapabileceğim tek şeymiş gibi.
Bu yapabileceğim tek şey.
Bu yapabileceğim tek şey.
Bu yapabileceğim tek şey.
Bu yapabileceğim tek şey.
Bu yapabileceğim tek şey.
Bu yapabileceğim tek şey.
Bu yapabileceğim tek şey.
Bu yapabileceğim tek şey.
Senin için ateşin içinde yürürdüm.
Sadece sana tapmama izin ver.
Ah tatlım,
Senin için ateşin içinde yürürdüm.
Sadece sana tapmama izin ver.
Sanki bu yapabileceğim tek şeymiş gibi.
(Bu yapabileceğim tek şey, bu yapabileceğim tek şey)
Senin için ateşin içinde yürürdüm. (Bu yapabileceğim tek şey)
Sadece sana tapmama izin ver.
Ah tatlım, ah tatlım.
(Bu yapabileceğim tek şey, bu yapabileceğim tek şey)
Senin için ateşin içinde yürürdüm. (Bu yapabileceğim tek şey)
Sadece sana tapmama izin ver.(Bu yapabileceğim tek şey)
Ooh, ooh
Ah tatlım.
Ooh, ooh
Sadece sana tapmama izin ver.
Sanki bu yapabileceğim tek şeymiş gibi.