Doğdun.
Üç gün aç tuttuk
Üç gün meme vermedik sana
Adiloş Bebem,
Hasta düşmeyesin diye,
Töremiz böyle diye,
Saldır şimdi memeye,
Saldır da büyü...
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...
Bu, namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü.
Varamaz elim
Ayvasına narına can dayanamazken
Kırar boynumu yürürüm
Kurdun kuşun bileceği hal değil
Sormayın hiç
Laaaal
Kara ferman çıkadursun yollara
Yarin bahçesi tarumar
Kan eder perçem
Olancası bir tutam can
Kadasına belasına sunduğum
Ben öleydim looy
Elim boş
Ayağım pusu
Bir ben bileceğim oysa
Ne afat sevdim
Bir de ağzı var dili yok
Diyarbekir Kalesi
Açar
Kan kırmızı yediverenler
Ve kar yağar bir yandan
Savrulur Karacadağ
Savrulur zozan
Bak bıyığım buz tuttu
Üşüyorum da
Zemheri de uzadıkça uzadı
Seni baharmışın gibi düşünüyorum
Seni Diyarbekir gibi
Nelere nelere baskın gelmez ki
Seni düşünmenin tadı
Hamravat suyu dondu
Diclede dört parmak buz
Biz kuyudan işliyoruz kaba kacağa
Çayı kardan demliyoruz
Anam sır gibi saklar siyatiğini
Yel der baharın geçer
Bacım ikicanlı ağır
Güzel kızdır bilirsin
İlki bu bir yandan saklı utanır
Ve bir yandan korkar
Ölürüm deyi
Bir can daha çoğalacağız bu kış
Bebeğim neremde saklayım seni
Hoş gelir
Safa gelir
Ahmed Arif'in yeğeni