Acqua [Água] [Turkish translation]

Böyle devam etmek yaşamaya,

bir enkaz gibi…

Evet, aldattı bu hayat beni,

beklemeyi, düşlemeyi öğretti bana

hiç yaratılmamış bir dünyayı…

İşte çoktan burada

taşan deniz,

ve şimdi ben yalnızken

su

değiyor tenime…

Su doğacak,

su büyüyecek;

su, gel tepelerden aşağı…

Su yıkayacak

ve susuzluğu giderecek;

su sakinleştir, yık köprüleri…

Su yağmur olup yağacak,

su kuruyacak;

su, yıka bu yeryüzünü…

Su ışıldayacak,

berrak olacak;

su, al götür savaşı…

Su,

su güçlü,

su koyu,

aşağı inen su

korkutmuyor insanı…

Su şeffaf

su başka şeye gerek yok,

su geri dönecek,

su akıp giden…

Su, (Su ışıldayacak…)

su güçlü,

su koyu, (Berrak olacak…)

aşağı inen su (Su, al götür savaşı…)

korkutmuyor insanı… (Su, al götür savaşı…)

Su şeffaf, (Su splenderà…)

su başka şeye gerek yok, (Berrak olacak…)

su geri dönecek, (Su, al götür savaşı…)

su akıp giden… (Su, al götür savaşı…)

Su, (Su ışıldayacak…)

su güçlü,

su koyu, (Berrak olacak…)

aşağı inen su (Su, al götür savaşı…)

korkutmuyor insanı… (Su, al götür savaşı…)

Su ışıldayacak, (Su ışıldayacak…)

berrak olacak; (Berrak olacak…)

su, yıka bu yeryüzünü… (Su, al götür savaşı…)

Su, al götür savaşı… (Su, al götür savaşı…)

Su ışıldayacak,

berrak olacak;

su, al götür savaşı,

su, al götür savaşı…