El arabasıyla geliyor, yukarı yoldan gürleyerek.
Kimisi hırsız olduğunu, kimisi delirdiğini söylüyor.
Karanlıktan korktuğu için gündüzleri uyuyor.
En azından söyledikleri bu..
Cansız bir beden, eskimiş bir kaftanın içerisinde..
Yıpranmış şapkası ve delikli paltosuyla.
Onu hiçkimse özlemeyecek..
Ya da mezarında toplananlar olmayacak..
En azından söyledikleri bu..
Adın ne, yabancı?
Nerelerde yaşadın?
Amacın neydi, yabancı?
Neler gördün bu hayatta?
Nereden geliyorsun?
Ve nelerle uğraşıyorsun?
Gel, bana anlat bir kimsesizin hayat hikayesini..
Küller küllere, ansızın gelen bir kan pıhtısı..
O bir zamanlar içerisinde bulunduğu topluluğu terk etti.
Başkalarıyla yaşıyordu, bu hepimizin için bir utançtı.
En azından söyledikleri bu..
Topallayarak yürüyordu ama buralardaydı.
Doğudan batıya, kuzey rüzgarından güneye.
O hüküm giymişti ve aranıyordu.
Ve şimdi hesap verme zamanı gelmişti.
En azından söyledikleri bu..
Adın ne, yabancı?
Nerelerde yaşadın?
Amacın neydi, yabancı?
Neler gördün bu hayatta?
Nereden geliyorsun?
Ve nelerle uğraşıyorsun?
Gel, bana anlat bir kimsesizin hayat hikayesini..
Bunu bir kayıp olarak görme, nasıl cürret edersin?
Arkanı dön ve uzaklaş, umursamaman gerekir.
Her şey sona ermişti, zavallı adamın mezarında.
En azından söyledikleri bu..
Huzur içinde yat, yabancı.
Nerelerde yaşamıştın?
Huzur içinde yat, yabancı.
Neler görmüştün bu hayatta?
Nerelerden gelmiştin?
Ve nelerle uğraşıyordun?
Gel, bana anlat bir kimsesizin hayat hikayesini..
Huzur içinde yat, yabancı.
Nerelerde yaşamıştın?
Huzur içinde yat, yabancı.
Neler görmüştün bu hayatta?
Nerelerden gelmiştin?
Ve nelerle uğraşıyordun?
Bir avarenin hikayesi
Bir avarenin hikayesi