Venedik, doğal olarak İstanbul’u hatırlatıyor bana.
aynı saraylar, denize nazır,
kızıl günbatımları, ağır ağır gözden yiten.
D' Annunzio, fütürist fanatizmi ile bindi atına
ne tutku o öyle uçaklara, lejyoner askerlerine karşı
ne oyunlar oynuyor insana şu Tabiat Ana.
Bir paket filtresiz Camel, bir de Minerva [marka] kibrit…
Radyodaki haber, forvetin atağa kalktığını,
ceza sahasını boydan boya geçtiğini söylüyor.
Çocuklar, çok sık oyun oynamayın hastanelerin yanında.
Sokrates sık sık Aşk’ın zevklerinden söz ederdi
ve öğrencilerin göğsünde neredeyse beliriverirdi kalbi,
o kadar ki, bedenlerini de sunarlardı ona.
Ağustosun ortasında havai fişek gösterileri.
Ve ergenlik yılları, bir sürü vaftiz
ve komünyon kilisede,
Ave Maria.
Bir zamanlar kâğıt oynardık arkadaşlarla
ve partilerde kravat takardık
estetik ve sosyal gerekçelerle
kadınlar yazışarak koca seçerlerdi kendilerine.
Etik, bilinçsiz bir kurbanıdır Tarihin:
dün iki erkek gördüm kol kola
bir banliyö sinemasında
ve düşünüyorum nasıl hızla değiştiğini Ahlakın.
Bir zamanlar birbirlerini öldürürlerdi Hıristiyanlar,
sonra cadılar bahanesiyle putperestleri öldürmeye başladılar.
Ave Maria
Ve geleceğin güneşi hâlâ ışıldasın diye yeryüzünde
biraz yer açalım bir başka savaşla.