Bazen kendime soruyorum,
Tekrar tekrar, ama bir cevap bulamıyorum
Hiç mizah anlayışım yok diyebilirsin,
Zaten gülümseme yüzümden silindi
Artık bu gözlerde nezaket yok,
Alev alev yanan hayat kıvılcımım da
Ve bir kez daha kendimi çok yalnız hissediyorum,
Hiç yalnız olmasam da
Bazen midemde taş varmış gibi hissediyorum,
Taşınamayacak kadar ağır bir taş
Değiştirmeye çalıştığımız tek şey bir taviz olmalı,
Ama sağır kulaklara düşer
Artık geri dönüş yok,
Çünkü biz bu saçma yerde doğduk
Ve sistemi kırmadığımız için
Ceset torbalarına ihtiyacımız olacak
Bütün bunlar bir sebepten mi yoksa tesadüfen mi oluyor?
Yoksa biz sisli bir camdaki el izlerinden farksız mıyız?
Dünya yanarken nasıl uyuyabiliriz?
Nasıl uyuyacağım,
Omuzlarımda dünyanın yükünü taşırken?
Nasıl uyuyacağım?
Nasıl uyuyacağım?
Her düşündüğünde
Dünyadaki en saçma olay zaten oldu
Ve bir tane daha geliyor
Bu, içimize işlemiş başarısızlığımızın yeterli bir kanıtı değil mi?
Bilmemizi sağlayacak kadar yeterli, yoksa onların hepsi boşa mı gidiyor?
Bu gün ve bu çağda, yine aynı savaş,
Sadece isimleri farklı…