ahh yorgun dilim aah paslı ciğerim
nedendir anlamam bir anda astı gitti yüreği
sayısız vesait sonunda ulaşmıştı elim
geç kalınmış olsa bile koşup yetiştim al şu elimi
benim için ne olur yüzün bir kez asılsın
tebessüm olsa neyse kahkahalar basılmış
ne vicdaan ne insaaf o lanet tavrın
bu gece bileklerimden süzülsün göğü kaplasın
ne yastasın artık ne benim kadar hastasın
sen adımı küfür gibi anan kadın, boş bi rüyadasın
haberin gelmiyor artık, hayatla aran nasıl?
sanmıyorum dudakların benden ayrı kanamasın
önce hayat cehennemdi gelip aldın beni
cennetine götürmedin dedim dünyadır meskeni
dünya bile uzaktı boşluğa terkedildim
arafta bıraktın beni ben cehennemimi özledim
kan revanız birlikte devayız ayrıyken belayız sınırsız semayız
kırılmış serabız görülmüş rüyayız yıkılmış dünyayız
gel göğsüme yaslan öyle sefayız
sabrımı görse israfil üfleyecek sura
ezildikçe içim kıyametle aynı odam
ne senden vazgeçer ne de dünyada kalır kalbim
yarının umut sahnesinde şarkılarım baki
adınla bayram yerine dönen çocuk ruhuma
sen kadar güzel bi tarih yok, bak dizlerim yara
en nihayetinde büyüyorum düşe kalka
nereye gitsen koşuyorum peşinden, otur bi banka
mantıkla yontulan bütün cümlelerin boşa
ben kalbinin sesiyle karanlıkta yolumu bulurken.
sandım ki bütün yollar yürünecekti beraber
meğerse yolun bi kısmında atılmışım köprüden
ama unutma ki uykum bile sende kaldı
sen gittiğin gün yanına kendin hariç herşeyi aldın
zahmet etme lütfen ben kendimi kandırırım
bütün bu olan biteni hayallerime sığdırırım