İçimden bir ses hiçbir şansımın kalmadığını söylüyor
Onu yakınlaştırmak için yaptığım şüpheli denemelerde
Gülüşüne dudaklarımı yapıştıracak kadar yakın
Şimdi ise gözlerimi kapatamıyorum o etraftayken
Ve o etrafta dolanıyor
Bulutlara şekil veren rüzgar gibi geçiyor
O etrafta, o etrafta
Bilmiyorum bir anda zaman geçip gitti
Ve şimdi aynı ön kapıdan geçip yürüyoruz
Saklayacak yerimiz yokmuşcasına soyunuyoruz
Ve birbirimize hiç sahip olmadığımız isimler takıyoruz
Hiç duymadığın
Beklenmedik bir dönüş
Ve kaldırıma çarpıyoruz
Salakça bir terim, ölümcül bir kelime
Telaşlı kız
Gün ışığıyla beni öldürüyor
Gün ışığıyla
Hiç mi hiç haberi yok
Benim Melpomene*'m olduğundan
Anlaşmayı bozdun
Eminim hep yaptığın gibi
İstemeyerek fakat biliyorum
Senden böyle koptum
Şimdi bulutlar eskimeye başladı
Umarım ayaklarının üzerine düşmüşsündür
Kötü iblisler olmadan
Hatırlatıp duruyorum sana...
Bizi sürükledikleri savaşlar
Kırılgan kalplerin yapıştırıcısı biterken
İkimizin de zamanı tükenirken
Ve şarabın içinde boğulmayı denerken
Dürüst ve naif olmalı
Paylaşıp, karşılığını almamız gerektiği gibi
Yorgun olmalıyım
Soluyorum
İşlevsizlikten yalnızlığa
Telaşlı kız
Gün ışığıyla beni öldürüyor
Gün ışığıyla
Hiç mi hiç haberi yok
Benim Melpomene*'m olduğundan
Telaşlı kız
Gün ışığıyla beni öldürüyor
Gün ışığıyla
Hiç mi hiç haberi yok
Benim Melpomene*'m olduğundan