Büyük baban öldü,
Sen dokuz yaşındayken.
Onun, aklını kaçırdığını
Söylediler.
Çok erken öğrendin;
Bunak İhtiyar'a asla güvenmemelisin.
Şimdi senin sıran,
Yalnız olmak için.
Bir eş bul,
Ve kendine bir yuva kur.
Çok erken öğrendin;
Artık Bunak İhtiyar'ın baban olduğunu.
Yorgunsun,
İncinmişsin.
Bir güve yedi,
En sevdiğin gömleğini.
Ve tüm arkadaşların;
Gübreliyor,
Yürüdüğün yolu.
Aklını kaybet.
Çok fazla bakışlarla alt ediş gördü.
Güneş ile ay arasında,
Sabah havasında.
Eskiden nasılda herkesi koşuştururdu,
Panayırların arasını yürüyerek.
Çok uzun zamandır burada.
Artık sandalye anlayışını değiştirdi,
Çünkü artık bir sandalye.
Tüm insanlardan oluşan;
Denizdeki küçük bir ada gibi.
Süzülerek yüzeyi boydan boya geçen,
Kemikleri güçsüz kılan.
Son yeterince erken gelemez,
Ama çok mu erken?
Hiçbir şekilde inkâr edemez,
O bir bunak ihtiyar.
Yorgunsun,
İncinmişsin.
Bir güve yedi,
En sevdiğin gömleğini.
Ve tüm arkadaşların;
Gübreliyor,
Yürüdüğün yolu.
Aklını kaybet.
Yalnız uyumayı seviyorsun.
Bildiğinden daha da soğuk
Çünkü tenin,
daha soğuk kemiklere çok alışık.
Sabahları daha sıcak;
Gece olduğundan.
Kemiklerin bir arada tutuluyor,
Kabusların ve korkuların tarafından.
[x2:]
Yorgunsun,
İncinmişsin.
Bir güve yedi,
En sevdiğin gömleğini.
Ve tüm arkadaşların;
Gübreliyor,
Yürüdüğün yolu,
Aklını kaybet.