Anna, beni affet,
Beni uzaklara götüren bu hayat için.
Şans eseri şekerin var mı?
Ağzımdan kayıp giden son şiirin tadında.
Bu gece,
Minderimde bunları kabulleneceğim, ah.
Bir gün, beni affet.
Sen (buraya) geldiğinde, ben uzaklara gidiyor olacağım.
Neden o kadar da güzel değilim?
Ne zaman ışık odama benimle dostluk etmeye gelse,
Dikkatimi dağıtarak uyuya kalıyorum, ah.
Bu gece,
Yüzümde makyajla.
Beni ne kadar beklettin,
Beni ne kadar beklettin.
Eğer aşk bir oyun olsaydı, biz oyunu terk ederdik,
Merdivenlerde.
Merdivenlerde.
Beni ne kadar beklettin,
Beni ne kadar beklettin,
Şafağı görmek için.
Sonra yüzüme bile bakmadın!
Yüzüme bile bakmadın.
Bana bakmadın...
Sokaklarda insanlar var.
Melankoli ile kızışmış kırmızı gözler.
Senin partine geldim.
Uzaklara gitmeden önce kadeh kaldırmaya.
Sana bakıyorum, suskunluğumla.
Pek çoğunun içlerinde bir canlılık var.
Beni ne kadar beklettin,
Beni ne kadar beklettin.
Eğer aşk bir oyun olsaydı, biz oyunu terk ederdik,
Merdivenlerde.
Merdivenlerde.
Beni ne kadar beklettin,
Beni ne kadar beklettin,
Şafağı görmek için.
Sonra yüzüme bile bakmadın!
Yüzüme bile bakmadın.
Bana bakmadın...
Gecenin ilk yıldızı sonra uzaklara gitmez.
O, bizim kahrolası aşkımızı hatırlayacak.
Anılarımın içinde ne yaptığını bilmiyorum.
Seni düşünmemiştim bile!
Ve içinde seni buldum.
Beni ne kadar beklettin,
Beni ne kadar beklettin.
Eğer aşk bir oyun olsaydı, biz oyunu terk ederdik,
Merdivenlerde.
Merdivenlerde.
Beni ne kadar beklettin,
Beni ne kadar beklettin,
Şafağı görmek için.
Sonra yüzüme bile bakmadın!
Yüzüme bile bakmadın.
Bana bakmadın...